Karabâşiyye Tarikatinin Yayılması ve Gelişimi | rifai.org | Rifai Sufi Web Sitesi

Rifai .org / Karabâş-ı Veli Hazretleri

Rifai Sufi Web Sitesi

Karabâşiyye Tarikatinin Yayılması ve Gelişimi

Karabâş-ı Velî Hazretleri, Şâbâniyye tarikatının kendi adıyla anılan kolunun kurucusudur. Şâbâniyye tarikatı Karabâş-ı Velî’nin silsilesinden gelen şeyhler vasıtasıyla yaygınlık kazanmış, yetiştirdiği yüzlerce halife özellikle Anadolu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da irşad faaliyetinde bulunmuştur. Karabâş-ı Velî’nin tarikat silsilesi Mustafa Muslihuddin, İsmail Çorûmî (ö. 1057/ 1647), Ömer Fuâdî (ö. 1046/1636), Muhyiddin Kastamonî (ö. 1013/1604) vasıtasıyla Halvetiyye’nin Şâbâniyye kolunun pîri Şeyh Şâbân-ı Velî’ye ulaşır. Halifelerinden Seyyid Mehmed Nasûhî’ye Karabâşiyye’nin Nasûhiyye kolu nisbet edilmiş, Nasûhiyye kolundan Çerkeşî Mustafa Efendi’ye mensup Çerkeşiyye, Çerkeşî’nin halifelerinden Geredeli Hacı Halil’e mensup Halîliyye, yine Çerkeşî’nin halifelerinden Beypazarlı Ali’nin halifesi Kuşadalı İbrahim Efendi’ye mensup İbrâhimiyye yahut Kuşadaviyye kolu zuhur etmiştir.

Karabâşiyye, Karabâş-ı Velî’nin halifelerinden Bolulu Mustafa Efendi’nin müridi olan Seyyid Kutbüddin Mustafa el-Bekrî es-Sıddîki (ö. 1162/1749) tarafından Arap ülkelerinde yayılmış ve kendisine tarikatın Bekriyye kolu nisbet edilmiştir. Bekriyye’den Kemâleddin Mustafa’ya (ö. 1199/1784) nisbet edilen Kemâliyye, Mu-hammed b. Salim el-Hifnî’ye (ö. 1181/ 1767) mensup Hifniyye, Muhammed b. Abdülkerim es-Semmân’a (ö. 1189/1775] nisbet edilen Semmâniyye, ondan da Feyzüddin Hüseyin’e (ö. 1309/1891) mensup Feyziyye. Hifniyye’den Ahmed b. Muham­med ed-Derdîr’e (ö. 1201/1786) nisbet edilen Derdîriyye, Muhammed b. Abdur-rahman el-Ezherî’ye (ö. 1207/1792-93) mensup Ezheriyye, Muhammed b. Ab-durrahman’a (ö. 1208/1794) nisbet edilen Rahmâniyye, Seyyid Ahmed et-Tîcânî’ye (ö. 1230/181 5) nisbet edilen Tîcâniy-ye kolları doğmuştur. Böylece Halvetiyye-Şâbâniyye tarikatı Karabâş-ı Velî silsilesinden gelen şeyhler tarafından Kuzey Afrika’ya yayılmıştır. Karabâş-ı Velî’nin halifelerinden İstanbullu Ömer Arifi ve Kastamonu’lu Hüseyin Efendi’ye nisbet edilen Ârifiyye ve Hüseyniyye kolları yaygınlık kazanmamıştır.

Karabâş-ı Velî Hazretleri, tasavvufta ana hatlarıyla Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin sistemleştirdiği vahdet-i vücûd anlayışına bağlıdır. İbnü’l-Arabî’nin Füsus-ül Hikem’ine yazdığı şerh bunun açık bir delilidir.

Tasavvufta her mürşidin bir peygamberin kademi üzere olduğu kabul edilir; takipçileri de Karabâş-ı Velî Hazretlerinin Kadem-i İsâ üzerine zuhur ettiğine inanırlar. Arapça yazdığı eserlerden bazılarının Türkçe’ye çevrilerek Arapça bilmeyen müridlerinin de istifade etmesini isteyen Karabâş-ı Velî Hazretlerinin meydana getirdiği eserlerin İstanbul kütüphanelerinde pek çok nüshasının bulunması, bu eserlerin tasavvuf muhitlerinde geniş kabul gördüğünü göstermektedir.

Karabâşiyye